Tamam mıyız?

Görsel

Çağan Irmak, çağımızın en başarılı yönetmenlerinden biri. Karakteristik ve gerçekçi kamerası, çektiği filmleri benzerlerinden ayırıyor. Kariyerine Çilekli Pasta adında önemsiz bir filmle başlayan Irmak, sonra Bana Şans Dile ve Mustafa Hakkında Herşey filmleriyle adını duyurdu. Benim de zevkle izlediğim filmler, vizyona girdikleri zaman çok iyi eleştiriler aldı. Tabii, bu arada Asmalı Konak ve Çemberimde Gül Oya dizilerini de yönetti ki, bunlar çoktan kült mertebesine ermiş olan diziler. Sonra da Babam ve Oğlum geldi ki, 2005’in değil son zamanların en iyi ve en hüzünlü filmiydi. Baba-oğul ilişkisini muhteşem bir şekilde anlatan güçlü senaryosuyla öne çıkan yapım, hala yönetmenin en iyi filmi olarak anılıyor. 2008 yılında iki film ile karşımıza çıktı Irmak. Biri Çetin Tekindor‘un döktürdüğü Ulak, diğeri ise Türk sinemasının en abartılmış filmlerinden biri olan Issız Adam. Ulak çok iyiydi, ama Issız Adam tek kelimeyle abartılıydı. Her an birini öldürecekmiş gibi duran mimikleriyle Cemal Hünal ve yetenek yoksunu Melis Birkan‘ı birleştiren film, Ayla Dikmen‘in söylediği Anlamazdın adlı şarkıyla da büyük sükse yaptı. Bu filmden sonra, Irmak düşüşe geçmeye başladı. Karanlıktakiler, Mustafa Hakkında Herşey’in tonunu yakalasa da, izleyiciden pek ilgi görmedi. Prensesin Uykusu, masalsı yapısıyla öne çıksa da, bunun dozunu biraz fazla kaçırmıştı. Dedemin İnsanları ise, yönetmenin yeni bir Babam ve Oğlum yaratma çabasıydı. Kısmen başarılı olsa da, uygulanan sistem başarılı olmadı. Yine de, bu 3 filmi severek izlediğimi inkar edecek değilim. Ama, bu sene Çalıkuşu isimli dizi için tekrar yönetmenlik koltuğuna oturan Irmak’ın bu sene beyazperdeye armağan ettiği Tamam mıyız?, artık Çağan Irmak hakkındaki fikirlerimi yavaş yavaş değiştirmeye başladı.

Tamam mıyız?‘da, heykeltraşlık yapan Temmuz (Deniz Celiloğlu), rüyasında gördüğü İhsan (Aras Bulut İynemli)’ı bir gün tam karşısında görüyor, ufak yalanlarla onun ve annesi Feride (Zuhal Gencer Erkaya)’nın hayatına dahil oluyor. Bu iki insan, gün geçtikçe birbirlerine daha yakın oluyor, birbirlerini abi-kardeş gibi seviyorlar.

Çağan Irmak‘ın kaleme aldığı senaryo hakkında söyleyeceğim birçok şey var, ama hangisinden başlayacağımı tam olarak bilemiyorum. Öncelikle, bu masalsı yapı zamanında Prensesin Uykusu’na cuk otursa da, Tamam mıyız?’a hiç uymamış. Temmuz ve İhsan’ın birbirlerini rüyalarından buldukları fikri bile, zamanla size yabancı gelmeye başlıyor.

Şu ana kadar çok iyi senaryolar yazan Irmak’ın bu filminin hikayesinde birçok kopukluk ve hata var. Örneğin, İhsan’ın babası olan İsmail (Gürkan Uygun), bıçaklayıp öldürmek için bir arkadaşıyla birlikte Temmuz’un evine gidiyor ve Temmuz’un annesi Nilgün (Sumru Yavrucuk), onları mafya edasıyla geri püskürtüyor. Ayrıca, hikayenin yapısındaki dağınıklık da hemen göze çarpıyor. Karakterlerin geçmişi hakkında da, bir şey öğrenemiyoruz. Bunlar da, izleyicinin filmden uzaklaşmasına sebep oluyor.

Kimi sahneleri uzata uzata seyircinin sabrını zorlayan Tamam mıyız?’da iyi olmasına rağmen kaçırılmış birtakım fırsatlar da var. Örneğin, kağıt üzerinde çok iyi olan hikaye, klişe yöntemlerle berbat oluyor. Irmak, Babam ve Oğlum ya da Mustafa Hakkında Her Şey‘de izleyiciyi kendine çekmeyi başarsa da, buradaki tercihler filmi iyice kötüleştiriyor. İzleyiciye bir türlü dokunamayan, hatta kimi anlarda sıkıcılaşan bir hikayesi var.

Tamam mıyız?‘ın olumlu yönlerini bir çırpıda sayarsak… Gökhan Tiryaki‘nin görüntüleri muhteşem. Başarılı kamerası, özellikle son sahnede, yani kule sahnesinde şaha kalkıyor. Ya da, Sıla‘nın büyüleyici sesinden dinlediğimiz filmle aynı adı taşıyan şarkı, tek kelimeyle mükemmel… Fikret KızılokAytekin Ataş ve Jason Mraz gibi usta isimleri barındıran müzik yelpazesi, Çağan Irmak’ın her filminde olduğu gibi çok iyi.

Oyunculuklara gelirsek… Çalıkuşu‘nda da rol alan Deniz Celiloğlu ve Öyle Bir Geçer Zaman Ki‘deki Mete rolünden sıyrılmaya çalışan Aras Bulut İynemli‘yi filmin başrollerinde izliyoruz. Celiloğlu, rahat oyunculuğuyla (senaryonun da verdiği rahatlıkla) öne çıkarken, İynemli’nin performansı sonlara doğru yapmacıklaşıyor. Bu iki ismin haricinde, karakterinin ne amaca hizmet ettiğini anlayamadığımız Aslı Enver, iyi bir oyuncu olsa da, abartılmasına anlam veremediğim Sumru Yavrucuk, her daim zevkle izlediğim Zuhal Gencer Erkaya ve izleyicinin gözündeki Memati’yi silmeye çalışan ama bunu bir türlü başaramayan Gürkan Uygun‘u da izliyoruz. Ama, filmdeki Chelsea adlı (filmdeki adı Lea) köpek bile, hepsinden rol çalmayı başarıyor.

Çok sevdiğim bir yönetmenin, Çağan Irmak‘ın bir filmine bunu söyleyeceğim aklıma gelmezdi, ama Tamam mıyız?, beni çok büyük bir hayal kırıklığına uğrattı. Senaryosu pek de iyi değil açıkçası. Belki, ileride bu masalsı tavırdan uzaklaşır ve Mustafa Hakkında Herşey gibi izleyiciyi ters köşeye yatıran daha başarılı bir hikayeyle karşımıza çıkarsa, Irmak’ı affedebilirim. Yine de notumu bol keseden veriyorum. Sonuç olarak henüz tamam değiliz, sayın Irmak…

[B-]

Tamam mıyız?” üzerine bir yorum

  1. Geri bildirim: Tamam Mıyız?, Çarşamba Akşamı FOX’ta! | aserat54

Yorum bırakın