Biz adayları ne zaman açıklanacak diye beklerken, Antalya TV Ödülleri‘nin bir daha düzenlenmeyeceği haberi geldi. Milliyet gazetesi TV Köşesi yazarı Ali Eyüboğlu, Antalya’nın Ak Parti‘li yeni belediye başkanı Menderes Türel‘in isteği üzerine törenlerin iptal edileceğini yazdı. Eyüboğlu, bugünkü yazısında Türel’in “Antalya’nın tanıtımına hiçbir katkısı olmayan böyle bir tören yerine bu parayı belediye nin başka hizmetlerine ayırmaya karar verdik” açıklamalarına yer verdi. CHP‘li Mustafa Akaydın zamanında İsmail Cem Televizyon Ödülleri adı altında başlayan ödül töreni, yönetimin değişmesiyle tarihe karıştı, böylece ön jürinin yarışmaya başvuran adaylardan finalistleri belirlemek için günlerdir DVD ve CD’lerden yaptığı izlemeler de boşa gitmiş oldu.
Evet, çok da önemli bir ödül değildi, ne bir Emmy‘di, ne de bir Altın Küre. Yine de desteklenmeliydi. Zaten ülkemizde çok az ödül dağıtılıyor televizyon ile ilgili. Evet tartışılıyordu, ama yine de tahmin etmesinden adaylar üzerine iki çift kelam etmesine kadar zevkli bir ödüldü benim için. Daha çok dizi ve oyuncu ödül alacaktı. Hala hayatta olsaydı, drama ödüllerinde Karadayı‘yı yine ipi göğüslerken görecektik, eski formunu kaybeden Muhteşem Yüzyıl‘ın da hatırı sayılır bir takdirle karşı karşıya kaldığına tanık olacaktık. Komedilerde Kardeş Payı ve Aramızda Kalsın‘ın fırtınalar estireceğine, Galip Derviş ve son sezonuyla 1 Erkek 1 Kadın‘ın bir-iki dalda bile olsa zafere ulaşacağına şahit olacaktık. Yeni sezon dizilerinde Çalıkuşu, Medcezir ve Güneşi Beklerken‘in yarışına tanık olurken heyecanlanacaktık. Örneğin Engin Günaydın‘ı ödül kaldırırken görecek, ya da Kardeş Payı ekibinin sevinçten havalara uçuşuna biz de sevinecektik. Arkadaşım Hoşgeldin ekibi mesela, onların heyecanına da tanık olabilecek, yarışma kategorisini Acun Ilıcalı‘nın, talk show kategorisini ise sadece Beyazıt Öztürk ve Okan Bayülgen‘in doldurduğunu görecek ve yine tartışabilecektik. Kaybedenlerin hüsranına, kazananların neşesine ortak olabilecektik. Birçok ünlü ismi ödül almak için sahnede süzülürken görebilecektik. Jürinin seçimlerini tabii ki de tartışacaktık, ama yine de onu böyle kabul edecektik. Olmadı, sanat düşmanları gereksiz bahanelerle bir ödülü daha yok ettiler. Bu dünyada olmasa da, öbür dünyada bunun hesabını kesinlikle ödeyeceklerdir onlar. Ödül töreni, bu yıl 9-10 Mayıs tarihlerinde 5. kez sahiplerini bulacaktı. Geçmiş olsun diyelim…