Ulan İstanbul’dan “Tarzımsın Farzım”

Ulan İstanbul‘un sevilen karakterleri Yaren (Şebnem Bozoklu) ve Karlos (Erkan Kolçak Köstendil)’un harika düetleri devam ediyor. İşin yavaş yavaş bir ticarete dönüşmeye başlandığı söylense de ben buna katılmıyorum. İzleyici büyük ilgi gösteriyor sonuçta. Ayrıca hepsi de çok iyi ve keyifli şarkılar. Neyse, Yaren’in solosu Kezzaplı Mayonez, bu dörtlünün arasından en çok ilgi göreni olan Yanarım ve daha 3-4 hafta önce görücüye çıkan Selami Şahin cover’ı Ben Sevdalı, Sen Belalı‘dan sonra dün akşam bu koleksiyona yepyeni bir şarkı daha eklendi: Tarzımsın Farzım. Harika ikilinin muhteşem şarkısı aşağıda. İyi dinlemeler…

Teaser: Aşk Sana Benzer

Burak Özçivit‘in yapımcılığını üstlendiği ve başrolünü Fahriye Evcen ile paylaştığı Aşk Sana Benzer‘in teaser’ı görücüye çıktı. Özçivit filmde küçük bir sahil kasabasında balıkçılık yapan Ali’yi, Evcen ise kasabaya yeni gelen ve dondurmacıda çalışan Deniz’i canlandıracağı filmin ilk videosu oldukça iyi görünüyor. Evim Sensin ve Bi Küçük Eylül Meselesi‘nin karışımı tadında bir film olacak gibi. Tabii, temennimiz BKEM gibi eli yüzü düzgün bir film olması. Neyse. Sonra daha detaylıca konuşuruz. Film, 23 Ocak‘ta vizyona girecek.

AŞK SANA BENZER

• Yönetmen: A. Taner Elhan
• Oyuncular: Burak Özçivit, Fahriye Evcen, Yavuz Bingöl

Bana Artık Hicran De’ye Ne Olacak?

Başrollerinde Aslı Enver, Buğra Gülsoy ve Alican Yücesoy gibi isimlerin yer aldığı, dün akşam 3. bölümü yayınlanan Bana Artık Hicran De‘ye Kanal D darbesi! Kanalın sitesinde dizinin fragman bölümünde yer alan “Pazar 20.00” kısmı silindi ve yerine “Yakında” yazısı geldi.

Dizinin aldığı reytingler diğer kanallar için yeterli olabilecek bir kapasiteye sahip olsa da, Kanal D her zaman olduğu gibi bu sonuçlara dayanamadı ve BAHD için ilk hamleyi yaptı. Büyük ihtimalle Pazar gününe yeni bir dizinin geleceği konuşuluyor. Bu hafta bayram nedeniyle yayınlanmayacak olan yapımın yerine, geçen sezon vizyona giren Mandıra Filozofu, TV’de ilk kez ekrana gelecek. Hicran’ın yerine gelecek olan yapımın ise Hayat Yolunda olacağı konuşuluyor. Dizi, sonraki haftalarda büyük ihtimalle pt-2 kuşağında ekrana gelecek. Görüldüğü gibi kanalın gazabından kaçmak çok da mümkün değil. Az reyting alırsan hemen sepetliyor seni. Şimdiden geçmiş olsun…

Çilek ve Dabbe: Zehr-i Cin

Sinema sezonu yavaş yavaş başladı. Bu hafta Pek Yakında‘nın da vizyona girmesiyle birlikte Türk filmleri peş peşe sinemalara uğrayacak. Ben de bu aralar merak ettiğim iki filme gittim. Bunlar başlıktan da anlayabileceğiniz gibi Çilek ve Dabbe: Zehr-i Cin. Filmleri sevdim mi peki? Cevabı aşağıda…

Yılın en merak ettiğim filmlerinden biriydi Çilek. İlk başta konusu ve oyuncuları çok ilgimi çekmişti açıkçası. Bu klişe deryasının arasında ilginç gelmişti. Sonra fragmanı biraz hayal kırıklığı yaratsa da bekledim. Ve yapımcılığını Halil Sezai‘nin üstlendiği film, sonunda vizyona girdi. Öncelikle konudan biraz bahsedelim. Yaşadığı kasabanın en güzel kızı olan, İstanbul’a gidip şarkıcı olmak isteyen Çilek (Azra Akın) ile ona çocukluğundan beri aşık olan ve duyguları ona açma isteğiyle yanıp tutuşan Kaan (Kadir Özdal)’a odaklanıyor film. Sonralarda hikayeye Kaan’ı çok seven Ceren (Selen Öztürk) de katılıyor. Üçlümüz İstanbul yollarına düşerken, Çilek’in sevgilisi Hayri (Bülent Şakrak) de peşlerine düşüyor ve bundan sonra büyük koşuşturmaca başlıyor. Yapımın iyi yönlerini sayalım isterseniz. Mesela müziklerini çok beğendim. Filmin doğasına uyduğunu söyleyebilirim. Araya giren karikatür tarzı çizimler de başarılı. Ereğli gibi güzel bir yerde çekilmesi de cabası. Gerçi hikayede büyük bir yer kaplamasa da oraları göz ucuyla bir kez daha görmek iyi geliyor. Ancak çoğu filmde olduğu gibi uygulama konusunda sıkıntılar yaşıyor. Senaryosu bazı anlarda başarılı olsa da, kimi zaman inandırıcılığını kaybediyor. Yabancı filmlerden özenilmeye çalışıldığını da görüyoruz bir yandan. Bu biraz daha azaltılsa aslında daha özgün bir iş çıkacakmış, ama Çilek önüne gelen tüm fırsatları geri teptiği gibi, son anda bunu da kaçırıyor. Kara mizahın ölçüsünü de tam olarak sağlayamadığını ve o duygunun izleyiciye geçmediği de göze çarpan bir diğer detay. Karakterler çok iyi yazılmamış ve aksiyon sahneleri de biraz az kalmış. Oyunculuklarda ise Azra Akın‘ın kötü performansı göze çarpıyor. Zaten senaryo çok iyi değil. Bir de bozuk Türkçe’si olunca iyice çekilmez kılıyor filmi. Zaten sınırlarını bildiğimiz bir oyuncu olsa da, iyi bir performans beklemekle hata etmişiz galiba. Aynı şekilde Kadir Özdal da Kaan için yetersiz kalmış. Sevmemiz gereken karakteri antipatik bir hale getirdiği için takdiri (!) hak edebilir ama. Deneyimli oyuncular Bülent Şakrak ve Selen Öztürk de bu ikilinin aksine gayet iyi performanslarla dikkat çekiyorlar. Karakterlerine çok uymalarının yanında rollerinin tüm gereklerini yerine getirmeyi başarıyorlar. Bir de İlker Aksum var ki, o da senaryonun kurbanı olmuş. Böylesine bir oyuncuyu daha ilk sahnede harcamak, gerçekten de “saçmalığın daniskası”. Hikayeye etkisi olabilecek bir karakteri harcamışlar adeta. Sonuç olarak Çilek, fikir olarak güzel olsa da, bu hali çok da matah sayılmaz. Samimiyetten yoksun, senaryosu yolunu kaybetmiş, kurguda da kendini bulamamış olan bir film kısacası. “Gözümüz bir şeyler görsün.” diyorsanız izleyin, ancak beklentileriniz yüksek olmasın. Günhan Emrah Sönmez‘e sonraki projeleri için başarılar dilesem de, bu filme çok iyi bir puan veremeyeceğim ne yazık ki.

[C]

Hasan Karacadağ her yıla bir korku filmi sığdırıyor, biliyorsunuz. Yönetmenin cin tutkusu bu yıl da devam ediyor. Gerçi hiç bitecek gibi değil ya, neyse. Ünlü seri Dabbe‘nin 5. filmi Zehr-i Cin de iki hafta önce sinemalara uğradı ve hala gişede fırtınalar estiriyor. Aslında izlememek için kendime söz versem de, gelen olumlu yorumlar nedeniyle gitme kararı aldım. Yine de fazla uzatmadan kısa kesmeye çalışacağım. Bu sefer de Dilek (Nil Günal Çakıroğlu) ve Ömer (Ümit Bülent Dinçer) çifti üzerinden ilerliyor Karacadağ. Rüyasında gördüğü belirsiz suretler, Dilek’in kulağına şeytana dair bir şeyler fısıldar ve o uyandıktan sonra da günlük hayatına musallat olurlar. Eşi bunu ilk önce evdeki hırsızlık olayına bağlasa da, sonralarda o da olayın öneminin farkına varır ve cin çıkarma konusundaki ünü kulaktan kulağa yayılan Belkıs Hoca (Sultan Köroğlu Kılıç)’ya danışmak için Bitlis’e giderler, ama cinler onların peşini orada da bırakmaz. Görüldüğü gibi yine oldukça klişe bir konu. Karacadağ’ın aşina olduğumuz stili, burada da aynı. Ancak yönetmenin her filmde kendini yavaş yavaş geliştirdiğini de söylemek mümkün. İlk filmlerdeki amatör ruh, burada yerini profesyonelliğe bırakıyor. Konuların biraz daha farklılaştığını ve oyuncu seçimlerinin de eskisine göre daha iyi yapıldığını söyleyebiliriz. Oyuncular demişken… Çakıroğlu, Dinçer ve Kılıç üçlüsü olağanüstü olmasalar da rollerinin gereğini yerine getiriyorlar. Bu tür filmlerde bunların çok önemi olmasa da, dikkat çekiyorlar. Özellikle Dinçer’in kendinden emin oyunu, takdire şayan. “Dabbe: Zehr-i Cin‘i neden izlemeliyiz?” diye sorarsanız, sabun köpüğü bir serinin geldiği noktanın görülmesi için izlenmeli bence. Ki yönetmen bile çok iddialı filmden. Korkmayanlara para ödülü koymuş. Kimin korkup korkmayacağını bilemem, ama önceki yapımların aksine izlenebilecek bir düzeyde olduğu kesin. Yine de senaryodaki kopukluklar ve klişe sahnelerin çokluğu nedeniyle yüksek bir puan vereceğimi sanmıyorum.

[C]

Kocamın Ailesi’nde Şok Ayrılık!

Dizi ayrılıkları gün geçtikçe çoğalıyor. Mine Tugay‘ın Medcezir‘den, Kenan Çoban‘ın Kurtlar Vadisi Pusu‘dan, Pelin Akil‘in Kızılelma‘dan, Hümeyra, Tuna Orhan ve Hakan Meriçliler (bu sezonda Kaderimin Yazıldığı Gün‘de rol alacak)’in Yalan Dünya‘dan ayrılması, son aylarda karşımıza çıkan örneklerden bazıları. Bugün itibariyle bir haber daha geldi

FOX’un yazın başlattığı ve aldığı iyi reytingler nedeniyle kışın da devam ettirme kararı aldığı Kocamın Ailesi‘nde şok bir ayrılık yaşandı! Gelen son habere göre dizinin başrol oyuncularından Selen Seyven diziden ayrıldı.

Seyven’in canlandırdığı Yonca, bu bölümde girdiği riskli ameliyattan çıkamayıp hayatını kaybedecek. Bu ayrılığın bir anlaşmazlıktan ötürü mü, yoksa gerçekten de senaryo gereği nedeniyle mi yaşandığı bilinmiyor. Çok değil, daha geçen hafta bir diğer başrol oyuncusu Gökhan Alkan‘ın da yapımcıyla tartıştığı iddia edilmiş, ama bu dedikodu hemen yalanlanmıştı.

Hatta bu ayrılığı kanıtlayan bir resim de ortaya çıktı.

Bu, sanırım her şeyi kanıtlıyor. Ben diziyi sevemesem de bu ayrılık gerçekten de çok kötü olmuş. Düşüş kaçınılmaz. Belki dizi nedeniyle geçen sezonda aldığı reytingleri alamayan Aramızda Kalsın da yükselmiş olur, fena mı? Ama dediğim gibi düşüş kaçınılmaz gibi. Biraz ajitasyonun ekmeği yenir, sonra da büyük düşüş başlar. Birkaç hafta sonra da veda haberini veririz artık. Dizinin başrollerinde Seyven ve Alkan’ın yanı sıra, Ayşenil Şamlıoğlu, Yıldız Kültür, Şehsuvar Aktaş, Füsun Kostak, Seray Kaya, Buse Arslan, Yeşim Salkım gibi isimler de vardı. Neyse. Şimdiden geçmiş olsun diyelim…

Kaçak Gelinler Resmen tv8’de!

Star TV‘nin geçen yaz başlattığı Kaçak Gelinler, yazın iyi sonuçlar alsa da (yine de Ulan İstanbul‘un gerisinde kaldı) kışa gelince sorunlar yaşamıştı. Sonunda Pazar akşamları yayınlanması kararlaştırılan dizinin tv8‘e geçeceği açıklanmıştı. Ama dizinin dün akşam yayınlanan 14. bölümüyle birlikte bu haberin yalan olduğu söylentileri başlamıştı.

Ancak Kaçak Gelinler, resmen tv8’e geçti. Hatta yayın tarihi bile belli oldu. Dizi, 3. defa gün değiştirecek ve 8 Ekim Çarşamba saat 20.00‘de ekrana gelecek. Güzel Köylü, Kara Para Aşk, Benim Adım Gültepe, Yılanların Öcü ve Zengin Kız Fakir Oğlan gibi güçlü rakipleri olacak karşısında. Bu yüzden ne kadar dikkat çeker, bilinmez. Ama ilgi görme ihtimali yüksek.

15. bölüm fragmanını aşağıda bulabilirsiniz. Kaçak Gelinler, 8 Ekim’den itibaren yeni kanalı tv8’de!

Benim Adım Gültepe Saat mi Değiştiriyor?

FOX‘ta yayınlanan Kadim Dostum‘un veda haberinden sonra, bir haber daha Benim Adım Gültepe‘den geldi. Merak etmeyin, dizi bitmiyor. Ama kulislerde bu hafta son kez 20.00‘de yayınlanacağı, sonraki haftalarda ise 22.15-22.30 civarında ekrana geleceği konuşuluyor. Onun yerine gelecek olan dizinin de Şeref Meselesi olduğu söyleniyor. Tabii dedikodu olduğu için daha elimizde kesin bir bilgi yok.

Ama bunun gerçekleşme ihtimali oldukça yüksek. Oyuncu kadrosunda Ayça Bingöl, Mete Horozoğlu, İlker Kızmaz, Ekin Koç, Burak Dakak, Efe Akercan, Tolga Sarıtaş, Evrim Alasya, Selen Öztürk gibi başarılı isimlerin yer aldığı dizi, aslında normal bir yapım için oldukça iyi reytingler alsa da ortada bu kadar maliyet ve büyük umutlar olunca hüsran yaşattı tabii. Ben internetten izlediğim için çok üzülemiyorum, ama bu saat değişiklikleri genellikle kadere de etki ettiği için endişeleniyorum. Umarım korktuğumuz şey başımıza gelmez…

Sezonun İlk Vedası: Kadim Dostum

Biliyorsunuz, sezon başlayalı tam 1 ay oldu. Bununla birlikte ekrana birçok proje gelmeye başladı. Büyük umutlarla ekrana sürülen projelerden bazıları hayal kırıklığı yaratırken, bazıları da aldığı iyi sonuçlarla şaşırttı. Yazdan kalan dizilerin de şaşırtıcı bir şekilde geçen sezondan kalan veya bu sezon başlayan diğer dizilere meydan okuduğunu görüyoruz. İşte o hayal kırıklığı yaratan yapımlardan birinden kötü haber geldi. Sezonun ilk vedası FOX‘tan geldi. Bu yıl reyting anlamında ciddi bir yükseliş yaşayan kanal, düşük reytingleri nedeniyle Kadim Dostum‘a kapıyı gösterdi.

Başrollerinde İlker Aksum, Metin Yıldız, Damla Aslanalp, Eren Hacısalihoğlu, Murat Eken, Ünal Silver, Arif Erkin Güzelbeyoğlu ve Erol Aksoy‘un başrollerini paylaştığı dizinin ilk bölümü 1 Eylül Pazartesi akşamı yayınlanmış, ikinci bölümün ardından aldığı reytingler sonucunda Çarşamba gününe taşınmış, fakat yine gerilerde kalmıştı. Kadim Dostum’dan beklenen veda haberi sonunda geldi. Geçen hafta 4. bölümü yayınlanan dizi, ilerleyen haftalarda final yapacak. Tam tarih hala belli olmadığı için bir şey yok ortada. Belli olunca onu da sizlerle paylaşırız.

Fragman: Unutursam Fısılda

Yılın ilk gişe hitlerinden Unutursam Fısılda‘nın fragmanı ilk olarak Star Ana Haber‘de paylaşıldıktan sonra internetteki yerini de aldı. Daha yeni paylaşıldı, ama saatler sonra sosyal medyada fırtınalar koparacağına eminim. Bence fragman oldukça güzel. Çağan Irmak, Tamam mıyız?‘ın yarattığı hayal kırıklığını unutturmaya geliyor. Ayrıca oyuncu kadrosu da heyecanlanmak için yetip artıyor bile. Bir yanda usta aktrisler Hümeyra ile Işıl Yücesoy, diğer yanda ise Farah Zeynep Abdullah, Mehmet Günsür, Kerem Bürsin gibi genç ve yetenekli oyuncular var. Dediğim gibi bomba gibi geliyor film. Belki biraz abartmış olabilirim, ama izleyince siz de heyecanlanacaksınız. Her seferinde lafı ödüle getirmek istemesem de iyi çıkması ve eleştirmenleri de etkilemesi durumunda, SİYAD‘dan birkaç adaylık alabilir. Kadın oyuncu dalı çok garanti olmasa da, yardımcı oyuncu kategorilerinde çetin bir yarış olmadığından ötürü birkaç oyuncuyu aday olarak görebiliriz. Hadi hayırlısı… Filmin müziklerini Kenan Doğulu yapıyor bu arada, bu da sizlere küçük bir detay olsun. Unutursam Fısılda, Cumhuriyet Bayramı‘nda, yani 29 Ekim‘de (evet, Çarşamba günü) vizyona girecek.

UNUTURSAM FISILDA

• Yönetmen: Çağan Irmak
• Oyuncular: Hümeyra, Farah Zeynep Abdullah, Mehmet Günsür, Kerem Bürsin, Işıl Yücesoy, Gözde Cığacı, Gürkan Uygun

Fragman: İnşaat 2

Şimdi sırada bir devam filmi daha var. İlki 2003’te sinemalara konuk olan İnşaat, 11 yıl sonra ikinci filmiyle geri dönüyor. Ömer Vargı‘nın yönettiği ilk filmi geniş kadrosuyla dikkat çekmiş, Emre Kınay ve Şevket Çoruh‘u da ünlendirip halka arz etmişti. İzleyici ve eleştirmenlerden takdir toplayan yapımın devamı da gelecek sene vizyona girecek. İlkini zevkle izleyen biri olarak ikincisini de deneyeceğime emin olabilirsiniz. Yeter ki diğer filmlerin aksine içine etmesinler bu güzel hikayenin. Fragman fena değil, ama 2 buçuk dakikalık bir videodan koca filmi anlamak, takdir edersiniz ki kolay değil. O yüzden vizyon tarihini beklemek daha doğru olacaktır. İnşaat 2, 7 Kasım‘da vizyonda olacak.

İNŞAAT 2

• Yönetmen: Ömer Vargı
• Oyuncular: Emre Kınay, Şevket Çoruh, Bülent Kayabaş, Anastasia Beloborodova